close
close search
ÖNE ÇIKAN HABER | 2022-03-11 12:36:37

Burak Öztürk & Tarlasera Röportaj

cover

Gelecek için tarımda dijitalleşme hızlanmalı.. Tarımsal üretimden hasada, depolamadan sebze-meyvelerin lojistik süreçlerine kadar dijitalleşme olanağı sunan Konfrut AG, güvenli ve kaliteli gıda için tarım sektörüne çözümler sunuyor. Gelecek nesillerin beslenebilmesi için gerekli olan sürdürülebilir tarım ancak teknoloji kullanımıyla sağlanabilir. Tarımda dijitalleşmeyi daha hızlı gerçekleştirmemiz gerekiyor” diyen Konfrut AG Genel Müdürü Burak Öztürk, şirketin amaçları ve hedefleriyle birlikte dijitalleşmenin Türkiye tarımındaki rolünü tarlasera’ya anlatıyor.


Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?

İş hayatımın çoğunluğu tarım ve gıda sektöründeki uluslararası şirketlerde çeşitli rollerde çalışarak ve yöneticilik yaparak geçti. Temmuz 2021 tarihi itibariyle de Konfrut AG ailesine katılarak bu heyecanlı yolculuğa dahil oldum.


Konfrut AG’nin hikayesini anlatabilir misiniz? Tarımsal üretimin hangi noktasında yer alıyor ve hangi amaçları güdüyor?

Bazı şirketler bir ihtiyacı yaratmak için kurulurken bazı şirketler ise bir ihtiyacı karşılamak için kurulur. Konfrut AG, sahada ve sektörde görülen eksiklerin giderilmesine öncülük etmek amacıyla 2019 yılında kuruldu. Türkiye’deki tarımın dünyadaki örnek uygulamalarla paralel bir düzeye gelebilmesi için sektörün sadece bir parçasına değil, bütününe bakmak gerektiği, kârlılık ve sürdürülebilirlik için döngüsel ekonomi prensiplerinin benimsenmesinin gerekliliği görüldü ve bu kapsamda bir iş planı hazırlanarak şirketimiz faaliyete geçirildi. 

Konfrut AG olarak uçtan uca dijital bir tarımsal tedarik zinciri oluştururken, aynı zamanda DNA’mızdaki sıfır atık prensibiyle yeşil dönüşüme öncülük etmeyi hedefliyoruz.


Şirket olarak sıklıkla üzerinde durduğunuz bir kavram bulunuyor. “Yeni nesil endüstriyel tarım.” Bu kavram neyi ifade ediyor?

Açlık ve kötü beslenme küresel sorunlar arasında ilk sırada yer alıyor. Dünya nüfusunun ise 2050 yılına kadar 9,8 milyara yükselmesi bekleniyor. Artan nüfusunun gıda ihtiyacını karşılayabilmek için gıda üretiminin mevcut miktara göre yüzde 60 oranında artması gerekiyor. Mevcut uygulamalar ile bu ihtiyacın karşılanması mümkün değil. Gelecek nesillerin güvenli ve kaliteli gıdaya ulaşması adına tarım değer zincirinin yönetiminde değişim zorunluluğu kaçınılmaz bir duruma geldi. 

Yeni nesil endüstriyel tarım, teknoloji ve bilimin ışığında verimliliğin, gıda kalitesi ve güvenliğinin iyileştirilmesi, gıda kayıpları ve israfın önlenmesini temel alıyor. Sürdürülebilirliğinin sağlanması ancak bir kazan-kazan modeli ile mümkün. Tarım girdilerindeki fiyat artışlarının kontrol edilemediği, hasat ve hasat sonrası ürün kayıplarının yüksek olduğu bir ekonomide sürdürülebilirlik olamaz. Döngüsel ekonomi prensiplerinin uygulanması ve sıfır atık prensibi ile hareket edilmesi yazılı bir kural olmaktan çok, şirketin kültüründe, DNA’sında yer almalı. Yeni nesil endüstriyel tarım, Konfrut AG DNA’sının bir parçası.


Konfrut AG birlikte çalıştığı üreticilere ve iş ortaklarına nasıl teknolojiler sunuyor? Bu teknolojiler ne gibi avantajlar sağlıyor?

Biz burada iki ana başlık altında ilerliyoruz. Birincisi üreticilerimizin teknolojilerle tanıştırılması ikincisi ise bu uygulamaları kullanabilmeleri için teknik destek verilmesi. Tarımsal sensör istasyonları, dijital toprak analizleri, dijital böcek tuzakları, uydudantarla sağlığı takip sistemleri şu an için üreticilerimize sunduğumuz teknolojiler. Bu dijital uygulamalar ile üreticiler ürünlerine gelebilecek zararları önceden görerek gerekli tedbirleri alabiliyorlar ve ona göre bir gübre ve zirai ilaç programı hazırlayabiliyorlar. Konfrut AG olarak biz elde edilen bu verilerin doğru uygulamalara dönüştürülmesi için gerekli olan teknik desteği üreticilerimize sağlıyoruz. 


Konfrut AG’nin tarımsal üretimden depolamaya, taşımacılıktan tedarik süreçlerine kadar bir dijitalleşme olanağı sunduğunu görüyoruz. Bunları biraz açabilir misiniz? Üretici, tüketici ve tarımsal üretime ne gibi bir fayda sağlıyor?

Sadece tarlada teknolojiyi kullanmak tek başına yeterli değil. Biz aynı zamanda hasat sonrası kayıpların azaltılabilmesi için de teknolojik yatırımlar yapıyoruz. Tedarikçilerimizin ve dolayısı ile bizim daha iyi planlama yapmamızı, soğuk zincirin kırılmadan taşımacılık hizmetlerinin verilmesini ve doğru depolama şartlarında ürünlerin muhafaza edilmesini sağlamak için gerekli teknolojik yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda gerçek zamanlı araç takip sistemleri, teslimat planlama programları, dijital ısı takip sistemleri verdiğimiz bazı hizmetler. 

Tarım-gıda tedarik zincirinde lojistik ve depolama faaliyetleri kayıpların önemli bir kısmını oluşturuyor. Bu oran yüzde 10-33 arasında. Bu alanlardaki dijitalleşme desteğimiz ile zincirdeki uçtan uca lojistik faaliyetleri entegre edilerek hem üreticiye maliyet azalışı hem de tüketicilere daha uygun fiyata daha kaliteli besin satın alma imkanı sağlanacak.


Soğuk zincir kavramını biraz açar mısınız? Ne gibi faydalar sağlıyor?

Soğuk zincir, lojistiği belirli ısı aralıklarında taşınması gereken ürünlerin tüketicilere ulaşacağı ana kadar sahip oldukları ısı rejiminin kontrol altında tutulması için yürütülen lojistik süreçlerin genel adı. Bu ısı rejimleri özellikle gıda taşımalarında; serin, soğuk ve donuk olmak üzere temelde üç aşamada inceleniyor. Her bir rejim farklı sıcaklık aralıklarında ürünlerin ulaştırılması sürecinde önceden kararlaştırılan ısı derecesinin korunması amacını taşıyor. Isı kontrollü soğuk zincir lojistiği gıda güvenliği ve gıda israfının önlenmesi için önemli olan bir konu. 


Tarımda dijitalleşme son yıllarda en fazla konuşulan konulardan biri. Sizce tarımsal üretimi olumsuz etkileyen iklim değişikliği ve girdi maliyetleri gibi noktalarda dijitalleşmenin rolü ne olacak?

İklim değişikliğinin sıcaklık, yağış ve su kaynakları üzerindeki etkileri nedeniyle tarım sektöründe belirgin değişimlere neden olduğunu gözlemliyoruz. Artan dünya nüfusu ve gıda talebine karşılık doğal üretim kaynaklarının risk altında olması, tarımsal üretimi ve gıda güvenliğini daha da stratejik hâle getiriyor. Bu noktada da genel uygulamalardan, daha özel uygulamalara geçilmesi şart olmuş durumda. Genelden özele geçebilmek için de veri toplanması gerekiyor. İşte teknoloji ve dijitalleşme bu noktada devreye giriyor. Sensör istasyonları, toprak analizleri, dijital böcek kapanları, uydu tarla sağlığı takip sistemleri gibi dijital çözümler bize ihtiyacımız olan veriyi sağlıyor ve bu da verimliliğin artmasına, tarım girdilerinde maliyet azalışına, ürünkayıplarının minimuma indirilmesine olanak yaratıyor. Elimizdeki değerleri maksimum faydaya çevirmek için ihtiyaç duyduğumuz bilgi dijitalleşme ile sağlanabilir.


Dünyadaki gıda lojistiğini Türkiye ile karşılaştırdığımızda arada ne gibi farklar bulunuyor? Örneğin soğuk zincir Türkiye’ye oranla daha fazla kullanılıyor denilebilir mi?

Türkiye’de lojistik sektörü son yıllarda hızlı bir büyüme yaşıyor. Özellikle artan gıda ihracatı sebebiyle işletmelerin soğuk zincir yatırımlarında artış gözlemliyoruz. Buna rağmen rakamlara baktığımızda, Türkiye’de yılda üretilen yaklaşık 50 milyon ton sebze meyvenin yüzde 15-40’ının yetersiz soğuk zincir süreçlerinden ötürü üretim, dağıtım ya da tüketim aşamasında kayba uğradığı tahmin ediliyor. 

Gelişmiş ülkelerde kullanılan aynı soğutma seviyesinin gelişmekte olan ülkelerde uygulanması hâlinde yaklaşık yüzde 14düzeyinde tasarruf edebileceği tahmin ediliyor. Bu da bize gidecek daha çok yolumuz olduğunu gösteriyor. 

Tüm gıdaların yüzde 40’ının soğutma gereksinimi olduğu gerçeği düşünüldüğünde, soğuk zincirin doğru kurulması ve kırılmadan devam edebilmesinin gıda güvenliği ve raf ömrü üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu aşikâr. Ancak soğuk zincir sistemlerinin kurulmasında önümüze çıkan en büyük zorluk, ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olmasından ötürü güçlü finansman gerektirmesi diyebiliriz.


Konfrut AG’nin gelecekte üreticiler ve gıda tedarik zincirinin tüm halkaları için sunacağı yenilikler ve teknolojiler olacak mı?

Tabii ki olacak ve olmalı da. Sağlıklı ve yeterli beslenme tüm dünyanın önceliği olmaya devam edecek. Biz de bu doğrultuda üstlendiğimiz görevi sonuna kadar yerine getireceğiz. Kendi çalışmalarımızın yanında, dünyada gerçekleşen yenilikleri takipederek iş ortaklarımıza gerekli desteği ve hizmeti vermeye devam edeceğiz. Bunu gerçekleştirecek cesaret ve esnekliğe sahip bir şirketiz.


Konfrut AG’nin tarımsal üretimdeki yerini gelecekte nerede görüyorsunuz?

Hedefimiz Türkiye’de tarım uygulamaları sorulduğunda Konfrut AG’nin “yeni endüstriyel tarım modelinin” paylaşılması. Değerlerimizi yaşatarak, liderliğine aday olduğumuz bu dönüşüm için bütün gayretimiz ile çalışmaya devam edeceğiz. Umarım açtığımız bu yolda birçok şirket bizi takip eder ve Türkiye’nin ihtiyacı olan değişimi hızla gerçekleştirebiliriz.


Sizce tarımda teknolojinin kullanımı ne yönde ilerliyor? Türkiye teknolojiyi tarıma doğru ve yeterli bir şekilde entegre edebiliyor mu?

Türkiye’de teknolojinin tarımda kullanılmasında ilerleme kaydediyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, belediyelerin ve özel kuruluşların bu alanda yatırımları ve teşvikleri artarak ilerliyor. Yeterli mi? Maalesef değil. Burada kritik nokta kullanıcıların, yani üreticilerimizin, bu teknolojilerle tanıştırılması ve finansal faydalarını görmeleri. Biz de elimizdeki bütün kaynakları kullanarak bunu sağlamaya çalışıyoruz. Bugün yaşadığımız zorluklar ve riskler önümüzdeki günlerde artarak devam edecek. Şunu tekrar tekrar söylemek istiyorum: Gelecek nesillerin beslenebilmesi için gerekli olan sürdürülebilir tarım ancak teknoloji kullanımıyla sağlanabilir. Tarımda dijitalleşmeyi daha hızlı gerçekleştirmemiz gerekiyor.


2022’de üreticilerin ve tedarik zincirinin dikkat etmesi gereken önemli konular neler olmalı?

2021 yılında yaşanan global ve lokal riskler bize çok şey öğretti. Özellikle Covid-19 ile sağlığın yanı sıra daha önce deneyimlemediğimiz finansal ve operasyonel zorluklar da yaşadık. 2022 yılında öncelikli olarak bu tecrübelerimizi kullanmamız ve her alanda doğru bir planlama yapmamız gerekiyor. Daha bilinçli su tüketimi yapmalı, girdi maliyetlerimizi kontrol etmeli, teknoloji kullanımını arttırmalı, ürün verimliliğini arttırarak ortalama ürün maliyetini düşürmeli ve sadece hasat öncesi veya hasatta değil, hasattan sonraki süreçleri de iyileştirmeye devam etmeliyiz. Önümüzdeki yıl Konfrut AG bu anlamda Türkiye’de bir ilke imza atarak fiber havuz taşıma modelini uygulamaya başlayacak. Bu modelde, ürüne özel tasarlanan araçlarla taşımacılık yapılarak ürün kayıplarının ve araçların fabrikalarda bekleme sürelerinin azaltılması sağlanacak.


Sizce tarım sektörü Türkiye ekonomisini nasıl etkiler? Konfrut AG bu konuda neler düşünüyor?

Tarım sektörü hem istihdam yaratması hem de iç ve dış ticaret işlemlerinde sahip olduğu önemli pay ile ülke ekonomisi için çok önemli bir yere sahip. Ayrıca tarımsal ürün fiyatlarının ülke enflasyonuna etkisi düşünüldüğünde, önümüzdeki dönem Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde en önemli başlıklardan biri olacak. Tarım-gıda tedarik zincirinde yapılacak iyileştirmeler, direkt olarak ekonomimize pozitif etki yapacak.

Başladığımız bu yolculuk boyunca her zaman üreticilerimize yakın olacağız. Konfrut AG ekibi olarak, masa başında oturarak karar vermedik ve vermeyeceğiz. Sahada olmak, üreticilerimizle bir arada olmak bu süreçteki en önemli noktalardan. Vereceğimiz teknik, finansal ve teknolojik desteklerle, tarımın ülkemiz ekonomisine olan önemli katkısını olması gereken noktaya getireceğiz.


Hasat edilen bir ürünün tüketiciyle doğru bir şekilde buluşması oldukça kritik. Peki üreticilerin hasatta en sık yaptığı hatalar neler? Bir diğer taraftan ürünlerin taşınmasında da yapılan hatalar var mı?

Ülkemizin hasat sonrasında meydana gelen ürün kayıpları, türlere ve çeşitlere göre farklılık göstermekle birlikte yüzde 15-50 arasında değişiyor. Bu kayıplar içerisinde hasadın payı ise yüzde 4-15 arasında. Hasat sırasında ortaya çıkan kayıpların nedenlerini hasat öncesindeki kültürel uygulamaların yetersiz olması, hasadın erken veya geç yapılması, yetersiz ve uygun olmayan toplama kapları kullanılması, ürün yapısına uygun olmayan toplama yöntemleri, hasatta uygun araç ve gereç ile hasatta bilgili ve deneyimli iş gücünün kullanılmaması, ürünün iklim koşullarından korunmaması, soğutmanın gecikmesi, üretici bölgelerinde soğuk hava deposu olmaması ve ürün teslimi sırasındaki gecikmeler şeklinde sıralayabiliriz. 

Ürün taşımacılığına baktığımızda ise uygun olmayan araç yükleme ve boşaltma yöntemleri, ürünlerin araç içinde kontrolsüz hareketi, taşıma aracının ürüne uygun havalandırma, nem ve sıcaklık koşullarına sahip olmaması, yüklemeden önce soğutma yapılmaması, uygun olmayan ürünlerin karışık olarak taşınması ve araç sürücüsünden kaynaklanan kayıplar gördüğümüz en büyük hatalar arasında.


Burak Öztürk

İstanbul’da dünyaya geldi ve öğrenim hayatını burada sürdürdü. 1999 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun oldu. İş hayatına denetim şirketinde başlayan Öztürk, çalışma yaşamanın çoğunluğunu tarım ve gıda sektöründeki uluslararası şirketlerde çeşitli rollerde çalışarak ve yöneticilik yaparak geçirdi. 2021’in Temmuz ayında Konfrut AG Genel Müdürü olarak görev üstlenen Öztürk, aynı zamanda iki çocuk babası.


Bize Katılın!

İnsan kaynakları politikamız hakkında bilgi alın.

signature